SÜRMELİ KÖYÜ SAMSUN BAFRA

KURAN OKUMA 1
SÜRMELİ KÖYÜ TRT AVAZ BELGESEL
RUMELİ TÜRKÜLERİ AHMET TURAN
KÖYÜMÜZÜN RESİMLERİ
PEYGAMBERLERİMİZİN MEZARLARI
YEMEKLERİMİZ
MÜBADİL NEDEMEKTİR
TÜRKÜLERİMİZ
KÖYÜN TARİHİ
KAİNATIN EFENDİSİ HZ.. MUHAMMED.A.S.
SÜRMELİ KÖYÜ CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMASI
SAMSUN BÜYÜK ŞEHİR B. BAŞKANI KÖY ZİYARETİ
2 . EKOLOJİK TOHUM VİDEOLARI
MUBADELE GELEN ASIRLIK HACI HALİL CANSU
SÜRMELİ KÖY TV KARŞILAMA
SÜRMELİ ORGANİK PAZAR YERİ AÇILIŞI
TÜRKÜ KEYFİ
SÜRMELİ ORGANİK PAZAR YERİ AÇILIŞI 166
VİDEOLAR
Yeni sayfanın başlığı
OT TOPLAMA
3. EKOLOJİK TOHUM TAKAS
ÇANAKKALE SAVAŞINDAN MEKTUPLAR
ORGANİK PAZAR RESİMLERİ
SÜRMEL KÖYÜ RESİMLER
SİNOP MUBADELE BUŞMASI
BALKANLARDAN AYRILIK
GÖÇMEN DENİLENLER ASLINDA KİMLER?
ZORLU MUBADELE OLMAK
ELVEDA
RUMELİ GÜNLERİ
SÜRMELİ KURBAN BAYRAMLAŞMA VE PİLAV ETKİNLİĞİ ADEM CANSU
SÜR-DER SÜRMELİ ORGANİK KÖYDE TARIMDA PAYDAŞIM TOPLANTISI
SÜRMELİ CUMHURİYETİN 92. YIL KUTLAMASI ADEM CANSU
ZİYARETÇİ SAYISI
KÖYDEN VİDEO GÖRÜNTÜLERİ

ADEM CANSU 2008
ZORLU MUBADELE OLMAK Zafer ÖzkaynakLozan Mübadilleri 1923 Zordu Mübadil Olmak Anadolu'da! Mübadele ile geldiğimiz topraklara taşınabilir mallarımızdan bir kısmını yanımızda getirmiştik. Memleketten eşimin çeyizinin bir kısmını, birkaç kap kacak, 45-50 tane koyun keçi ve biraz vatan toprağı getirmiştik. Diğer mübadillere göre durumumuz daha iyiydi. O eşyalar ve hayvanlar o kadar değerliydiki anlatamam, hepsine gözümüz gibi bakıyorduk. Onlar bize orayı hatırlatan güzide emanetlerdi. Doğan kuzulara, keçilere memleketten isimler vermek adetimiz olmuştu. Hele toprak çok değerliydi babam onla teyemmüm eder abdestsiz yere basmazdı. Çok kere gözyaşlarını içine akıtmıştır... ....... Mübadelede gelirken ablamın evlendiği köyden olanlara sıra gelmediği için bizimle gelemediler, bizim gemi İzmir'e geldi ama onlar nereye gitti bir türlü ulaşamadık. Acının üstüne acı yaşamıştık. Anam her gece bir kenarda gizli gizli ağlar, yolda ölen eşime, bizden ayrı düşen ablama ağıtlar yakardı. Acaba denizdemi öldüler, neredeler, ne yerler, ne içerler merak ederdi...Çoğu zaman gözyaşlarını içine akıtırdı. Mübadeleden sonra pek gülmez, çok konuşmaz olmuştu....Zaten konuşmasada yüzüne baktığında acıyı, yaşamış olduğu zorlukları anlamamak için kör olmak lazımdı....Hiç acıdan bir parçada olsa nasiplenmeyen mübadil varmıydı? Kimi dinlesen benzer acıları, hüzünleri yaşamışlardı.... ...... Selanik Türk'ün ah ettiği yerdi...Babam "iyiki geldik, gavurun memleketinde kalmadık" derdi. Anam hiç konuşmaz başını öne eğer susardı...Bense koyunlarla, keçilerle konuşurdum...Onlar beni ne güzel dinlerlerdi... Bu halimi bir gören, duyan olacak diye çok korkardım, deli falan derler diye... Ama onlar olmasa içimi kime dökerdim, halim nice olurdu hiç sormayın....İlçede kurulan pazar mübadillerin hem gelir kapısı, hemde buluşma yeriydi.. Onların tek sermayesi yürekleriydi...Bir şeyler üretir, satardık. Başka köylere gelen hısım, akraba buluşur konuşurduk... Bizi yine en iyi biz anlardık... Hepsinde bir vatan özlemi vardı.. Buraların havası, suyu, güneşi onlara pek yaramamıştı....Hep bu günler uzun sürmez döneriz derdik, giden Rumlarında döneceğine inanırdı kimimiz. Hatta ilginçtir. Hasan efendi diye mübadeleden önce oralardan kaçan bir komşumuz vardı.. Gelince Rumlar gittiğinden dolayı Devlet "hangi evi beğenirsen ona yerleş" demiş baştan en güzel evi seçmiş kızları evi süpürmeye başlamış, demişki bırakın süpürmeyin "yarın bunlar savaş biter barış gelir, alır gavur bu güzel evi elimizden" daha çirkin başka bir eve geçmişler bu böyle bir kaç ev sürmüş en sonunda kötü bir evde karar kımışlar. "Tamam bunun sahibi böyle bir eski eve gelmez, gelsede istemez" demiş... .... Eeee savaş bitmiş, barış gelmiş ama ne gelen ne dönen olmuş... Zafer Özkaynak...

ZİYARETÇİ SAYISI 123938 ziyaretçi (308562 klik) kişi burdaydı!
Mübadele Nedir? 1910 ile 1922 yılları arasında, Osmanlı Devletinin çöküşü, Balkanlar’daki yüzlerce yıllık vatan topraklarının yitirilmesi, 1. Dünya Savaşı, yurdun düşman işgaline uğraması ve Kurtuluş Savaşı sonunda Türkiye Cumhuriyetinin kurulması gibi birçok tarihi olay yaşandı. Bu sancılı yıllar, Türk milletinin yanı sıra Osmanlı İmparatorluğunun yüzlerce yıllık vatandaşları olan Rum halkı için de büyük acılar içinde geçti. Balkan Savaşı sonrasında yüz binlerce Müslüman Türk, savaşta yenik düşen Osmanlı ordusunun peşi sıra sonsuz acılar içinde doğdukları toprakları terk ederek Anadolu ‘ya sığındı. Benzer trajedi, 1922 yılında Kurtuluş Savaşında yenik düşen Yunan ordusuyla beraber Anadolu’yu terk eden Ortodoks Rumların başına geldi. Bir ay gibi kısa bir süre içinde yüz binlerce Ortodoks Rum Yunanistan’a sığındı. Yunanistan’ın nüfusu bir anda dörtte bir oranında arttı. Bu durum Yunanistan’da büyük sıkıntılara ve kaosa yol açtı. Lozan Barış Konferansı toplandığında öncelikle sığınmacılar ve esirler konusu ele alındı. İngiltere temsilcisi Lord Curzon’un teklifi ve Milletler Cemiyeti görevlisi Nansen’in raporu doğrultusunda; Yunanistan’da yerleşik Müslümanlarla Türkiye’de yerleşik Ortodoks Rumların zorunlu göçünü öngören Mübadele Sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşme uyarınca; İstanbul’daki Ortodoks Rumlar ile Batı Trakya’daki Müslümanlar hariç Yunanistan’da yerleşik bütün Müslümanlar Türkiye’ye, Türkiye’de yerleşik bütün Ortodoks Rumlar Yunanistan’a gönderildi. Mübadele sözleşmesinin kapsamına 18 Ekim 1912 tarihinden sonra yurtlarını terk etmiş olanlar da alınarak mülteciler sorununa bir çözüm bulunmuş oldu. Mübadil mi Muhacir mi? Mübadele, bilhassa Müslüman Türkler için sıradan bir göç olayı değildir. Türk Mübadiller, ata topraklarında bırakmaya mecbur kaldıkları ev, bark, bahçe, dükkan ve arazilerine karşılık Türkiye’den kaçan Rumlar’dan kalan arazilerin bir bölümünü almışlardır. Dolayısıyla bilinçli hiçbir mübadil, “muhacir” sıfatını kabul etmez, her fırsatta bu sıfatı reddederek “mübadil” sıfatını taşıdığını muhataplarına ısrarla anlatır.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol