SÜRMELİ KÖYÜ SAMSUN BAFRA

KURAN OKUMA 1
SÜRMELİ KÖYÜ TRT AVAZ BELGESEL
RUMELİ TÜRKÜLERİ AHMET TURAN
KÖYÜMÜZÜN RESİMLERİ
PEYGAMBERLERİMİZİN MEZARLARI
YEMEKLERİMİZ
MÜBADİL NEDEMEKTİR
TÜRKÜLERİMİZ
KÖYÜN TARİHİ
KAİNATIN EFENDİSİ HZ.. MUHAMMED.A.S.
SÜRMELİ KÖYÜ CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMASI
SAMSUN BÜYÜK ŞEHİR B. BAŞKANI KÖY ZİYARETİ
2 . EKOLOJİK TOHUM VİDEOLARI
MUBADELE GELEN ASIRLIK HACI HALİL CANSU
SÜRMELİ KÖY TV KARŞILAMA
SÜRMELİ ORGANİK PAZAR YERİ AÇILIŞI
TÜRKÜ KEYFİ
SÜRMELİ ORGANİK PAZAR YERİ AÇILIŞI 166
VİDEOLAR
Yeni sayfanın başlığı
OT TOPLAMA
3. EKOLOJİK TOHUM TAKAS
ÇANAKKALE SAVAŞINDAN MEKTUPLAR
ORGANİK PAZAR RESİMLERİ
SÜRMEL KÖYÜ RESİMLER
SİNOP MUBADELE BUŞMASI
BALKANLARDAN AYRILIK
GÖÇMEN DENİLENLER ASLINDA KİMLER?
ZORLU MUBADELE OLMAK
ELVEDA
RUMELİ GÜNLERİ
SÜRMELİ KURBAN BAYRAMLAŞMA VE PİLAV ETKİNLİĞİ ADEM CANSU
SÜR-DER SÜRMELİ ORGANİK KÖYDE TARIMDA PAYDAŞIM TOPLANTISI
SÜRMELİ CUMHURİYETİN 92. YIL KUTLAMASI ADEM CANSU
ZİYARETÇİ SAYISI
KÖYDEN VİDEO GÖRÜNTÜLERİ

ADEM CANSU 2008

KAİNATIN EFENDİSİ   HZ. MUHAMMED  A.S.  DOĞUMUNUN  1444.  YILI.    BÜTÜN  İSLAM  ALEMİNE  MUTLULUK  GETİRMESİNİ  VE  ONA   LAİK  ÜMMET  OLMANIN  ŞUURUNU  İDRAK  ETMEK   DİLEĞİ  İLE   MEVLÜT  KANDİLİMİZ  KUTLU  OLSUN.


EÛZÜ BİLLAHİ MİNEŞ-ŞEYTANİR-RACÎM, BİSMİLLAHİRRAHMANİRRRAHİM

Ya İlahel Alemin

İlk yarattığın nur Efendimiz'in nuruydu. 
Sen O'nu var etmeden evvel gündüzün geceden, 
baharın da kıştan farkı yoktu.
İyilikler, kötülüklerle iç içe; 
akıl nefse yenik, 
ruh da bedenin esiri idi.
O Güzeller Güzeli 
Varlığın sırrını keşfedip akla yüksek hedefler gösterdi
düşünceye kapılar açıp 
insanın ebedlere namzet olduğunu âlemşümul bir dille haykırdı. 
Böyle bir elçiyi insanlığa bahşetmenden
Ve sayısız nice nimetlerinden ötürü 
sana sonsuz hamd ü senalar olsun Ya Rabbi!

Güç ve kuvvet ancak kendisine has olan yüce ve büyük Allâh'ım!

Mahlûkatın adedince,
Zatının rızası,
Arşının ağırlığı ve kelimelerinin toplamınca
Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) ve O'nun ehli ve ashabı üzerine salât ü selamla bir kere daha yâdederek huzûr-u İlahi'de el açıp yakarıyoruz

Ey her şeye hayat bahşeden Allahım

Bütün insanlık, hatta bütün bir varlık âleminin bayramı sayılan 
mübarek günleri vardır. 
Bir gün daha vardır ki, 
O da Allah Rasûlü'nün dünyayı teşrif buyurarak 
tenezzülen aramıza girip bizi şereflendirdiği kutlu zamandır. 
Bizler şimdi o anı yaşıyoruz.
Rahmet-i Rahmanın galeyana geldiğine inandığımız 
bu kutlu zaman diliminde,
Mevlid Kandilinin bizim için hakiki bayram olması ümidiyle,
ümmet-i Muhammedin hal-i pürmelali açısından 
bayram hediyesine en muhtaç birer yetim olduğumuz mülahazasıyla, Şefkat Peygamberi'nin ruhaniyetine sığınarak,
senden yeniden bir kere daha diriliş istiyoruz Ya Rabbi

Ey her şeye gücü yeten Allahım

Efendimiz'i düşünmekle 
hayatın hiç kimseye nasip olmayan tadını
ve varlığın bitmeyen zevkli maceralarını duyarız.
Duyarız imanın yenilmez gücünü,
Duyarız Müslümanlığın kahramanlık olduğunu,
Duyarız doğruluğun paha biçilmez kıymetler ihtiva ettiğini,
Duyarız iffet ve ismetin, meleklerinkine denk insan tabiatının bir buudu haline geldiğini.
Nolur bu ve benzeri nice güzellikleri daha derince ve engince 
Bütün insanların ruhlarına duyur Ya Rabbi!

Ya Rabbel Alemin

O'nun terbiyesi, onun üslûbu ve onun sistemiyle yetişmiş olan nesillerin
imanları izân ufkuna erişiyor,
muhabbetleri çağlayanlara dönüşüyor.
Efendimiz'i bu ölçüde duyup sevmeleri münasebetiyle
her an daha da şahlanıyor
ve O kutlunun arkasında bulunma sevinciyle adeta yeni bir asr-ı saadet yaşanıyor.
Sen dünyamıza yeniden bir huzur çağı 
ve gül devri yaşat Ya Rabbi!

Ey yüceler yücesi Allahım

Yüzümüz yok, hicap içindeyiz;
Efendimiz'in senin katındaki nazının geçerliliğine de ümitlerimiz tam.
Keşke ne seviyede olursa olsun 
Efendimiz'den hiç uzaklaşmasaydık; 
ondan gelen ışıklardan 
ve ruhlarımıza boşalan mânâlardan 
hiç mahrum kalmasaydık..
Ve onu o inandırıcı çehresiyle 
içlerimizde hep taptaze ve dipdiri duyabilseydik!..
Sen bizleri kendi uzaklıklarını aşabilen
hak ve hakikatleri de bütün derinlikleriyle duyabilenlerden eyle Ya Rabbi!

Ya İlahel Alemin

O Güzeller Güzeli Sevgiliyi, bir kere daha misafirimiz eyle..
tahtını sinelerimize kur
gönüllerimizdeki karanlıkları kov,
bütün benliğimize ruhunun ilhamlarını duyur
ve bize yeniden diriliş yollarını göster Ya Rabbi

İnananları karanlıklardan aydınlığa çıkaran Allahım

Her gün biraz daha azgınlaşan şu zulmetleri o kutlunun ışığıyla dağıtıver
herkesi inleten zulüm ve adaletsizlik ateşini söndürüver.
Her şekliyle kine, nefrete, düşmanlığa kilitlenmiş şu zavallı ruhların boyunlarındaki zincirleri çözüver
Sevgiye, merhamete, şefkate hasret giden sinelerimizi muhabbetle, hoşgörüyle coşturuver
Ruhlarımızı aklın aydınlığı, gönüllerimizi de mantık ve muhakeme enginliğiyle buluşturuver
Ve bizi kendi içimizdeki hicran ve hasretlerimizden kurtarıver ya Rabbi!

Ey merhameti bol olan Allahım!

Şefkati, adaletini aşkın Gönüller Sultanı'nı unuttuğumuzun 
ve saygısızlıkta bulunduğumuzun farkındayız.
Biliyoruz ki o Rahmet Nebisi 
incinse de küsmedi
Vefasızlık görsede alakayı kesmedi
Başını yaranlar, dişini kıranlar karşısında bile ellerini açıp dua dua yalvardı. Katiyen lanette bulunmadı. Lanet ve bedduaya âmin de demedi.
Sinesini, Ebû Cehil'leri bile ümitlendirecek ölçüde açabildiği kadar açtı
ve her sözünü, her davranışını senin rahmetinin enginliğine bağladı.
Sen bizleri onun o engin merhametinden istifade eden 
ve şefaatine de nâil olanlardan eyle ey Rabbi!

Ey ihsanları sonsuz olan Allahım

Düşe-kalka olsa da hep Efendimiz'in izinde yürüme gayretindeyiz.
Nolur bizi bir kere daha sevindir. 
Sevindir ki; bağının taptaze fidanlarıyla 
adını âleme tam duyuracak demdeyiz.
Bu dünya ışığa hasret gidiyor. 
Bizler o kırık azimlerimiz ve o çatlamış ümitlerimizle, 
yolların hakkını veremesek de hep yollardayız.
Sadece hislerimizle de olsa, aradığımız hep senin habibin;
Nolur gönüllerimiz bir kere daha onunla dolsun,
ufuklarımızı saran şu upuzun geceler yerlerini gündüzlere bıraksın
ve viladeti bizim hakiki bayramımız olsun..

Ey yapılan dualara cevap veren Allâhım

Sana itaat edilir Sen karşılığını veririsin;
Sana isyan edilir, sen bağışlar ve affedersin,
Darda kalanlara icabet edersin,
Zararı sıkıntıyı ortadan kaldırırsın
Hastalara şifa, dertlilere deva verirsin
Günahları bağışlar, tövbeleri kabul edersin
Sen bizlerin dualarını kabul buyur ya Rabbi!

Allâhım

Acizlikten, üzüntüden, tasadan, kederden,
Korkaklıktan, kabir azâbından, cehennem ateşinden sana sığınırız.
Bizleri kötülükten ve kötülerin şerrinden emin eyle ya Rabbi!

Ey Yüceler Yücesi!

Bize karşı düşmanlık duygularıyla oturup kalkanların kalblerini yumuşatmak murad ediyorsan, 
bize ve gönüllüler hareketine karşı onların kalblerini yumuşat 
ve sinelerini daimî bir sevgiyle doldur! Ya Rabbi!
Ey kalbleri evirip çeviren Sultanlar Sultanı!
Bizim kalblerimizi de, onların kalblerini de sevdiğin ve hoşnut olduğun güzelliklere çevir! Ya Rabbi!

Allahım

Sen bizlere bizi aşan istidat ve kabiliyetler ver
ve lutfedeceğin bu kabiliyetleri
Senin rızan yolunda kullanmayı
bizlere nasip eyle ya Rabbi!

Allahım

Sen bizlere peygamberleri donattığın sıfatları lutfet lakin biz lutfedeceğin bu sıfatları tefahur vesilesi yapmayalım ve hep kendimizi sıfır görelim ya Rabbi!

Allahım

Cümlemize vicdan genişliği lutfet
Kalplerimize inşirah bahşet
Bizleri kollektif şuura sahip kullarından kıl
Ve bizleri müttakilere rehber eyle ya Rabbi!

Ey yüceler yücesi olan Allahım

Biz ümmeti Muhammedin dağınıklığını gider
Bize ve ülkemize birlik ve dirlik ver
Bütün dünyaya da huzur ve barış nasibeyle..
Kalplerimizi birbirene ısındır ve
Bizleri birbirimize sevdir
Dünyanın dört bir tarafında hizmet eden kardeşlerimizi
Bizlerle beraber ihlas-ı etemme muvaffak kıl ya Rabbi!

Allâh'ım!

Efendimiz Hz. Muhammed (sav)in Sen'den istediği 
her türlü hayrı Sen'den istiyor, 
yine Peygamber Efendimizin sana sığındığı 
her türlü şerden de sana sığınıyoruz.

Yâ Erhamerrâhimîn ve Yâ Ekremelekremîn!

Bizim, anne-baba ve ecdadımızın
Bize rehberlik ve kılavuzluk yapan büyüklerimizin,
Bir harf bile olsa kendilerinden istifade ettiğimiz hocalarımızın,
Sevdiklerimizin, sevenlerimizin,
Içinde neşet ettiğimiz beldedeki insanların,
Milletimiz fertlerinin,
Kadın-erkek inanan bütün arkadaşlarımızın,
Dostlarımızın, kardeşlerimizin..
Bize karşı hep civanmertçe davrananların..
Hayır dualarında unutmayıp
Her zaman bizi de yâd edenlerin..
Üzerimizde hakkı bulunan kimselerin..
Kıymetli nasihatleriyle
Bize bekâ desenli sâlihatın yollarını gösterenlerin...
Ve bütün ümmet-i Muhammedin
Günahlarını bağışla! Ya Rabbi!

Allahım!

Duamızın sonunda Sana olan minnet ve şükran hislerimizi
Bir kere daha tekrarlıyor,
Resûl-ü zîşânı, âlini, ashabını
Bir kez daha salavâtlarla anıyor
Ve dualarımızı kabul buyurmanı istirham ediyoruz.

Ne olur, bizlerin dualarına icabet buyur ya Rabbi!

Amin ve selamün alel murselin vel hamdü lillahi Rabbil-alemin

 


 

Kaynak: 

ZİYARETÇİ SAYISI 123991 ziyaretçi (308631 klik) kişi burdaydı!
Mübadele Nedir? 1910 ile 1922 yılları arasında, Osmanlı Devletinin çöküşü, Balkanlar’daki yüzlerce yıllık vatan topraklarının yitirilmesi, 1. Dünya Savaşı, yurdun düşman işgaline uğraması ve Kurtuluş Savaşı sonunda Türkiye Cumhuriyetinin kurulması gibi birçok tarihi olay yaşandı. Bu sancılı yıllar, Türk milletinin yanı sıra Osmanlı İmparatorluğunun yüzlerce yıllık vatandaşları olan Rum halkı için de büyük acılar içinde geçti. Balkan Savaşı sonrasında yüz binlerce Müslüman Türk, savaşta yenik düşen Osmanlı ordusunun peşi sıra sonsuz acılar içinde doğdukları toprakları terk ederek Anadolu ‘ya sığındı. Benzer trajedi, 1922 yılında Kurtuluş Savaşında yenik düşen Yunan ordusuyla beraber Anadolu’yu terk eden Ortodoks Rumların başına geldi. Bir ay gibi kısa bir süre içinde yüz binlerce Ortodoks Rum Yunanistan’a sığındı. Yunanistan’ın nüfusu bir anda dörtte bir oranında arttı. Bu durum Yunanistan’da büyük sıkıntılara ve kaosa yol açtı. Lozan Barış Konferansı toplandığında öncelikle sığınmacılar ve esirler konusu ele alındı. İngiltere temsilcisi Lord Curzon’un teklifi ve Milletler Cemiyeti görevlisi Nansen’in raporu doğrultusunda; Yunanistan’da yerleşik Müslümanlarla Türkiye’de yerleşik Ortodoks Rumların zorunlu göçünü öngören Mübadele Sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşme uyarınca; İstanbul’daki Ortodoks Rumlar ile Batı Trakya’daki Müslümanlar hariç Yunanistan’da yerleşik bütün Müslümanlar Türkiye’ye, Türkiye’de yerleşik bütün Ortodoks Rumlar Yunanistan’a gönderildi. Mübadele sözleşmesinin kapsamına 18 Ekim 1912 tarihinden sonra yurtlarını terk etmiş olanlar da alınarak mülteciler sorununa bir çözüm bulunmuş oldu. Mübadil mi Muhacir mi? Mübadele, bilhassa Müslüman Türkler için sıradan bir göç olayı değildir. Türk Mübadiller, ata topraklarında bırakmaya mecbur kaldıkları ev, bark, bahçe, dükkan ve arazilerine karşılık Türkiye’den kaçan Rumlar’dan kalan arazilerin bir bölümünü almışlardır. Dolayısıyla bilinçli hiçbir mübadil, “muhacir” sıfatını kabul etmez, her fırsatta bu sıfatı reddederek “mübadil” sıfatını taşıdığını muhataplarına ısrarla anlatır.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol